Yapılan açıklamada, Türkiye’nin ekonomi politikalarındaki kararlı değişimlerin genel politika duruşunu sıkılaştırdığı vurgulandı. Vergi ve harcama önlemlerinin mali ihtiyatı yeniden sağlama çabalarını desteklediği belirtilirken, güçlü gelir politikalarına bağlılığın kredibiliteyi artırdığı ifade edildi.
Açıklamada, sıkılaşan finansal koşulların iç talep üzerindeki baskısıyla enflasyonun düştüğü, piyasa duyarlılığının ise yerli ve yabancı yatırımcıların TL cinsinden varlıklara yönelmesiyle iyileştiği kaydedildi. Düşük emtia fiyatları, canlı ihracat ve azalan altın ithalatının cari dengeyi güçlendirdiği belirtildi.
IMF, enflasyonun daha da düşmesinin beklendiğini, ancak buna rağmen önemli aşağı yönlü risklerin mevcut olduğunu ifade etti. Bu riskler arasında güçlü ücret ve fiyat ataleti, sermaye akışlarının tersine dönmesi ve yükselen küresel enerji fiyatları yer aldı.
Ayrıca, IMF, Türkiye'nin mali konsolidasyon ve koordineli politikalarla enflasyon beklentilerinin çıpalanması gerektiğini vurguladı. 2025'te enflasyonun yüzde 24'e düşeceği, 2024'te Türkiye ekonomisinin yüzde 3 büyümesinin öngörüldüğü bildirildi. İşsizlik oranının gelecek yıl bir miktar artıştan sonra kademeli olarak düşmesi beklenirken, cari açığın GSYH'ya oranının 2029'a kadar gerileyeceği tahmin ediliyor.
IMF, Türkiye'nin mali istikrarını korumak için reformların önemine dikkat çekerken, yapısal reformların daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyüme için ilerletilmesi gerektiğini vurguladı.