Yıl sonuna yaklaşırken asgari ücretin ne kadar artacağı konusu Türkiye gündeminde en çok konuşulan başlıklardan biri haline geldi. Enflasyonun yüksek seyri ve ekonomik belirsizlikler, asgari ücret artışı konusunda farklı kesimlerden gelen görüşlerin çatışmasına neden oluyor.

Merkez Bankası Başkanı'ndan “Yüzde 25 Artış” Vurgusu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı, ABD temasları sırasında yatırımcılara yaptığı açıklamalarda, asgari ücrette yapılacak yüzde 25'lik bir artışın enflasyon görünümüyle uyumlu olduğunu ifade etti. Ancak, Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında yıl sonu enflasyon oranı yüzde 41,5 olarak öngörülüyor. Ekonomistlerin çoğu, enflasyonun bu oranın üzerinde gerçekleşeceğine kesin gözüyle bakarken, yüzde 25’lik artışın yeterli olmayacağını savunuyor.

Sterlinin Yükselişi Devam Ediyor: Bank of America 2025 Tahminini Açıkla Sterlinin Yükselişi Devam Ediyor: Bank of America 2025 Tahminini Açıkla

Ekonomistlerden Çağrı: “Gerçekleşen Enflasyon Dikkate Alınmalı”

Geçtiğimiz günlerde 126 iktisatçı, asgari ücret artışında hedeflenen değil, gerçekleşen enflasyonun dikkate alınması gerektiğine dair ortak bir açıklama yaptı. Ekonomistler, Ocak 2025 için öngörülen yüzde 25’lik artış oranının "bilimsel ve sosyal açıdan kaygı verici" olduğunu belirterek, yüksek enflasyonun toplum üzerindeki etkilerine dikkat çekti.

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran’dan “Sübvansiyon” Mesajı

Asgari ücretle ilgili tartışmalara İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran da katıldı. Aran, sanayici ve çalışanları desteklemek için farklı mekanizmalar önerilmesi gerektiğini belirterek, “Her kesimi, hem sanayiciyi hem asgari ücretle çalışanı teşvik edici başka mekanizmalar koymak lazım. Yoksa anlaşmak mümkün değil,” dedi. Aran, asgari ücret yükünün her iki taraf açısından da hafifletilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu konuda devlet destekli sübvansiyonların önemine işaret etti.

Toplumsal ve Ekonomik Etkiler Tartışılıyor

Asgari ücret artışına dair yürütülen bu tartışmalar, Türkiye’de enflasyonun toplum üzerindeki etkilerini, sosyal politikalara duyulan ihtiyacı ve ekonomik sürdürülebilirliği yeniden gündeme taşıdı. Çalışanların alım gücünün korunması için alınacak kararların, iş dünyasını zor durumda bırakmayan, adil ve kapsayıcı çözümler içermesi gerektiği ifade ediliyor.